Şahit Varsa Konuşsun - Sagopa Kajmer

Kuzular için ağlayan kurtlar da vardır hayatta

Elin elinden üstün gelebilir ortaya koyduğun kanıtla

Sana ulaşabilecek kadar uzun boyum yok Allah’ım

Onlara ateş etmeden önce ateş sesini duymalıyım

Bu şehrin yerlileri tarafından kandırıldım

Adım «Yabancı"(what?!); sen yolcu, ben hancı

Müziğim deneyimlerimin mırıldanışı

Adım diline bahşiş, Fırat-Dicle gözümün yaşı

Duygularım sükûn makamı (ha!)

Terkedilmiş evler kadar yalnız, mevsimsizim

Çalınmayı bekleyen kapı ziliyim, ben isimsizim

Aklınızdan geçenler düşmancıl

Görmek istediklerim insancıl

Ay beklerken karşıma çıkar koca bir yıl

Dünya'ya 29 el ateş ettim çılgınca

Doğmuş olduğum için (ha) müteşekkirlik adına

Sürpriz yıkımlarım olduğundan kayıplarım adına

Beklentilerim olduğundan olamayanlar adına

Sago;

iki hecelik ses verdim, on iki harflik gücüm var

31 Temmuz’da taburcu oldum, Rabbın lutfuyum

Suratımla tam bir sene kanlı bıçaklı oldum

Her sabah tanelerimden kendimi yoksun buldum

Benim müziğim o kadar ağlıyor ki sözlerimde gülemiyorum

Yaşadığım şeylerin içimde hatrı nedir bilmiyorum

Benim nefesimdenmişçesine yalanın.

Yok yerin!

Aklım kendine mezar kazabileceğin kadar derin

Şahit varsa konuşsun

Sun Yunus’un maruzatını, bilmeli herkes

Torba değil ki büzesin elalemin ağzını

Es!

Esen ol!

Çarpıp geç sen

Şahit varsa konuşsun

Sun Yunus’un maruzatını, bilmeli herkes

Torba değil ki büzesin elalemin ağzını

Es!

Esen ol!

Çarpıp geç sen

İki karpuz eder arkan, bu tek kişilik bir koltuk

Hayatında göremezsin böyle tipleri mahçup

Hiçbir zaman bulamadım bu mahlûkatları makul

Yüzüm elim Güneydoğu memur güneş rabba doğru

Burası Türkiye, konuşamıyorum özgürce

Buna şükretsin keke, ölürdü yoksa olmadan dede

Laf anlatmaktansa ona devemle giderim hendeğe

Gün boyunca oyna fonda Mezdeke (haha), yüzün leke

Liriklerini getir Sago beat’lerinde rendele

Kesik başlı, kart sesli horoz çok Denizli’de

Bu alınyazın değildi, peydahlandı birdenbire

Felaketler zincirleme edip buldun neticede

«Bak!"dedim «Hönk!"dedi, «Sen."dedim «Evet."dedi

Seni tanıdım, salın Tyson’ı üzerine, o bunu haketti

Kolo ne bir şeytan, ne de saf duru bir melekti

Döndü nevri, evi revirdi, örtte kumu kapa devri

Bende mi, sende mi, bu top kimde ki?

Dur bir dak’ka canım bin yıl önce

Benim oyun çağım geçti

Fakat yok ol istemeyiz ki

Bizi şah etti varlığın, gülmekten kırıp geçirdi (hahaha)

Şahit varsa konuşsun

Sun Yunus’un maruzatını, bilmeli herkes

Torba değil ki büzesin elalemin ağzını

Es!

Esen ol!

Çarpıp geç sen

Şahit varsa konuşsun

Sun Yunus’un maruzatını, bilmeli herkes

Torba değil ki büzesin elalemin ağzını

Es!

Esen ol!

Çarpıp geç sen

También hay lobos que lloran por los corderos

Tu mano puede pesar más que tu mano, con tu prueba

No soy lo suficientemente alto para alcanzarte, Dios mío.

Debo escuchar el sonido del fuego antes de dispararles.

He sido engañado por los nativos de esta ciudad

Mi nombre es "Stranger" (¡¿qué?!); tú eres el viajero, yo soy el posadero

Mi música es el zumbido de mis experiencias.

Sugerencia a mi nombre, Fırat-Dicle lágrimas de mis ojos

Mis sentimientos son tranquilos (¡ja!)

Solo como casas abandonadas, estoy fuera de temporada

Soy el timbre esperando ser robado, no tengo nombre

Tus pensamientos son hostiles.

Lo que quiero ver es humano

Mientras espero la luna, un año entero aparece ante mi

Disparé 29 tiros al mundo loco

Por el bien de la gratitud que nací (ja)

En nombre de mis pérdidas como tengo destrucciones sorpresa

En nombre de los que no pueden ser porque tengo expectativas

sagú;

Di sonidos de dos sílabas, tengo poder de doce letras

Me dieron de alta el 31 de julio, soy la gracia del Señor

He estado con cuchillos ensangrentados en mi cara durante todo un año

Cada mañana me encontré privado de mis granos

Mi música llora tanto que no puedo reírme de mis palabras

No sé cuál es el recuerdo de las cosas que he pasado

Miente como si fuera mi aliento.

¡No hay lugar!

Mi mente es lo suficientemente profunda como para que puedas cavar una tumba para ti mismo

Si hay testigos, hable.

Todos deberían conocer la exposición de Sun Yunus.

No es una bolsa que te encoge la boca del mundo

¡Esposa!

¡Relájate!

te atraviesas

Si hay testigos, hable.

Todos deberían conocer la exposición de Sun Yunus.

No es una bolsa que te encoge la boca del mundo

¡Esposa!

¡Relájate!

te atraviesas

Dos sandías están detrás de ti, este es un solo asiento

No puedes ver esos tipos en tu vida, avergonzado

Nunca encontré estas criaturas razonables

Mi cara, mi mano, oficial del sureste, hacia el señor del sol

Esto es Turquía, no puedo hablar libremente

Gracias por eso, keke, hubiera muerto sin eso, abuelo.

Preferiría ir a la zanja con mi camello antes que hablar con él.

Toca todo el día de fondo Mezdeke (jaja), tu cara es una mancha

Trae tus letras a los ritmos de sagú

Un gallo con la cabeza cortada y el sonido de la tarjeta es muy popular en Denizli.

Esto no era el destino, apareció de repente.

Encadenaste desastres y por fin lo encontraste

“¡Mira!” Dije, “¡Hönk!”, Dijo, “Tú”. Dije, “Sí”, dijo.

Te conocí, libera a Tyson, se lo merecía

Kolo no era ni un demonio ni un ángel puro

Se dio la vuelta, enfermó la casa, cerró la arena en la cubierta, es hora

¿Soy yo o tú, quien tiene esta pelota?

Espera un minuto querida hace mil años

Mi tiempo de juego ha pasado

Pero no queremos desaparecer.

Tu presencia nos barrió de risa (jajaja)

Si hay testigos, hable.

Todos deberían conocer la exposición de Sun Yunus.

No es una bolsa que te encoge la boca del mundo

¡Esposa!

¡Relájate!

te atraviesas

Si hay testigos, hable.

Todos deberían conocer la exposición de Sun Yunus.

No es una bolsa que te encoge la boca del mundo

¡Esposa!

¡Relájate!

te atraviesas