Güneye Giderken - Mor ve Ötesi

Zefir radyoları var ya

Briket duvarlarda

Sesini duydum onlarda

Sarındım akçora gömleğime

Uyu dedim uyudum

Devam et dedi muavin

Yolda güneş yükseliyordu

Güneye giderken

Solda güneş yükseliyordu

Güneye giderken

Sararmış tütün tarlası

İleride beyaz yaşmaklı

Al basmadan giysileriyle

Kadınlar çalışıyorlar

Yüce dağlar ilerde mor

En yükseği en önce gördü

Küçük bir çocuk yeni uyanmış gözleri mahmur

Muavin de çocuktu fakat uykusuzdu, bağırırken:

Bir köy var çok uzakta

Beyazdan minaresi

Kırmızı damlı evleriyle

Köyümüzdür varmasak da

Yanımda oturan belli ki oradan

Bana biraz yandan baksada

Tienes radios zephyr?

Briquetas en las paredes

Escuché tu voz en ellos

Me aferré a mi camisa de chora

Dije dormir, dormí

Continúa, dijo el asistente.

El sol estaba saliendo en el camino

en el camino al sur

El sol salía por la izquierda

en el camino al sur

campo de tabaco amarillento

futuro anciano blanco

con su ropa

las mujeres estan trabajando

Altas montañas moradas por delante

El más alto vio primero

Un niño acaba de despertarse con los ojos caídos

El asistente también era un niño, pero estaba desvelado, gritando:

Hay un pueblo lejos

minarete blanco

Con sus casas de techos rojos

Es nuestro pueblo, aunque no lleguemos

El que está sentado a mi lado obviamente es de allí.

Aunque me mire de lado